Blog

İnsani Kriz Durumlarında Gençlik Odaklı Politika Belgesi

Bu politika belgesinin amacı nedir ve kimler içindir?

Bu politika belgesi, karar alıcılar başta olmak üzere acil durum ve iyileştirme hizmetleri ve kurumları ile yerel gençlik hizmetleri, gençlik çalışanları ve afetten etkilenen bölgelerde gençlerle çalışan diğer kişiler ve kurumlar tarafından kullanılmak üzere hazırlanmıştır. Bir doğal afetten doğrudan ve/veya dolaylı olarak etkilenen 15-30 yaş arası gençler için olumlu sonuçlar elde edilmesini sağlamak amacıyla afet sonrası iyileştirme ve yeniden inşada dikkate alınması / dahil edilmesi gereken gençlik odaklı ve hak temelli konular hakkında rehberlik sağlamayı amaçlamaktadır.

Gençlik odaklı politika belgesi neden gerekli?

İnsan hakları herkes için geçerli olsa da, belirli insan grupları haklarına erişimde ve haklarından yararlanmada belirli engellerle karşılaşmaktadır. Bu tür engelleri aşmak için ülkeler, örneğin kadınlar, çocuklar, gençler ve engelliler gibi belirli grupların haklarına yönelik uluslararası belgeler geliştirmiştir. Bunlardan birisi de BM Çocuk Hakları Sözleşmesidir. Bu sözleşme, her ne kadar 18 yaşın altındakiler için geçerli gibi gözükse de, aslında yaşamın iki aşaması – çocukluk ve yetişkinlik – arasında gidip gelen çeşitli biçimlerde ayrımcılığa karşı özellikle savunmasız olan gençleri de kapsamaktadır. Bunun yanı sıra, gençlik haklarını da içerisinde alan bazı uluslararası sözleşmeler de bulunmaktadır. Bunların arasında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİS) ve Türkiye’nin de imzacı olduğu BM İnsan Hakları Sözleşmeleri (Sivil ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ve Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Hakkında Uluslararası Sözleşme) yer almaktadır.  Bu sözleşmeler; kişisel özgürlük ve güvenlik, düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü, din ve inanç özgürlüğü, toplantı ve örgütlenme özgürlüğü gibi temel hakları korumayı hedeflemektedir (AİS). Bu sözleşmeler, gençlerin temel haklarını ve özgürlüklerini korumak için alınan önemli insan haklarını koruyan adımlardan sadece birkaçıdır. Mevcut insan hakları çerçeveleri herkes için geçerli olduğu gibi gençler için de geçerlidir. Ancak insani krizlerin gençler ve özellikle de belli gençlik gruplar üzerindeki orantısız etki de dahil olmak üzere, gençlerin acil durumlarda ve uzun süreli krizlerde değişimin etkili aktörleri olarak sahip oldukları güç çoğu zaman göz ardı edilebilmektedir. Devletler, gençlerin herhangi bir engelle karşılaşmadan tüm haklarına tam olarak erişebilmelerini sağlama konusunda birincil sorumluluğa sahiptir; bu nedenle ‘yükümlülük sahibi’ konumundadırlar ve yükümlülüklerini yerine getirmediklerinde sorumlu tutulabilirler. Türkiye’deki gençlerin hakları, bu sözleşmelerin yanı sıra Türkiye Anayasası ve diğer yasalarla da korunmaktadır. Ancak  maalesef ki, Türkiye’de doğrudan gençlik haklarını çerçeveleyen ve gençlik odaklı herhangi bir politika belgesi bulunmamaktadır.

Gençler, genellikle eğitime, insan onuruna yakışır istihdama erişimde, sosyal, medeni ve siyasi haklara tam erişimde zorluklarla karşılaşmakta ve potansiyellerini sınırlamaktadırlar. Gençlerin en başlıca yaşları nedeniyle karşılaştıkları engeller göz önüne alındığında, gençlere karşı ayrımcılıkla mücadele etmek ve haklarına erişimlerini engelleyen engelleri ortadan kaldırmak için ihtiyaçların gözetildiği bir şekilde yapılandırılmış özel korumaya ve gençlik odaklı politikalara olan ihtiyaç gittikçe artmaktadır. Ayrıca, araştırmalar, gençlerin yaşlarının yanı sıra, kimlikleriyle bağlantılı olarak nasıl özel ihtiyaçlar ve marjinalleştirilmeyle karşı karşıya kaldıklarını ve insani yardım faaliyetlerinin bir parçası olarak dikkatlice tespit edilip ele alınmadığı takdirde tüm yaşamlarını olumsuz etkileyebileceklerini de göstermektedir.

İnsani kriz durumlarında, gençlerin içerisinde bulundukları dezavantajlılaştırılmış konumları daha da derinleşebilmekte ve böylece gençlerin gözetilmesi ve korunması daha da büyük öneme sahip olabilmektedir. Ancak bu bağlamda sadece gençlerin bir “mağdur” veya “sorun” öznesi  olarak korunması değil, gençlerin bir hak öznesi olarak ihtiyaçlarının belirlenmesi ve karşılanması, bu doğrultuda gençlerin siyasi ve sosyal katılımına olanak tanınması  gerekmektedir.

2016’daki Dünya İnsani Yardım Zirvesi sırasında, insani yardım aktörleri “İnsani Yardım Eyleminde Gençler için” Sözleşme’yi başlatarak, 50’den fazla insani yardım kuruluşunun gençlerin önceliklerinin ele alınmasını ve insani yardım eyleminin tüm aşamalarında bilgilendirilmelerini, danışılmalarını ve anlamlı bir şekilde dahil edilmelerini sağlamak için benzeri görülmemiş ve kolektif bir taahhüt gösterdiler.

Dünya genelindeki gençler arasında  en temelinde genç olmaları ile ilişkili olarak dışlanmışlık hissi yaygındır. Bu durum, özellikle insani kriz ortamlarında hak ihlallerinin arttığı, endişelerinin nadiren duyulduğu ve ihtiyaçlarına nadiren öncelik verildiği kişiler için geçerli olabilir. İnsani yardım aktörleri çoğu zaman, gençleri hayatlarını etkileyen karar alma ve süreçlere dahil etmeyerek onların dışlanmasına katkıda bulunma olasılığına sahiptir. Kriz ve yerinden edilme dönemlerinde eğitim ve öğretim eşliğinde, tüm gençlerin bir amaç, kimlik ve aidiyet duygusu geliştirebilecekleri, geçim becerileri ve yaşam becerileri kazanabilecekleri ve olumlu değişim aracıları haline gelebilecekleri bir ortamın yaratılmasında kilit bir rol oynamaktadır. Yine de, insani yardım ortamlarında eğitimin mevcut olduğu yerlerde bile, çoğu program daha küçük, ilkokul çağındaki çocuklara öncelik vermekte, ergenlerin ve gençlerin eğitimine katılımını ve devamlılığını pek odaklanmamaktadır.

İnsani Kriz dönemlerindeki çalışmalarında gençlere yönelik temel hizmet ilkeleri nelerdir?

Kurumlar Arası Daimi Komite (IASC) 1991 yılında insani yardımın güçlendirilmesi amacıyla Birleşmiş Milletler ve BM dışı insani yardım ortaklarından oluşan kurumlar arası bir forum olarak kurulmuştur. IASC’nin genel amacı etkilenen nüfuslara insani yardımın ulaştırılmasını iyileştirmektir. Komite, BM Genel Kurulu’nun 46/182 sayılı kararına cevaben oluşturulmuş ve 48/57 sayılı kararla kurumlar arası işbirliğinin birincil aracı olması gerektiği teyit edilmiştir (IASC, 2003). IASC tarafından UNICEF ve NRC tarafından İnsani Yardım Faaliyetlerinde Gençler için Sözleşme kapsamında, “Hesap Verebilirlik” ve “Kapsayıcılık” üzerine IASC Sonuç Grubu’na danışılarak geliştirmiş olduğu, “Bi̇zi̇mle ve Bi̇zi̇m İçi̇n: İnsani̇ ve Uzun Süreli̇ Kri̇zlerde Gençlerle ve Gençler İçi̇n Çalışmak” başlıklı klavuzunda gençlere yönelik temel hizmlet ilkelerini belirlenmiştir. Bu kapsamda ilkeler aşağıdaki gibi ele alınmıştır.

  • Bir hak öznesi olarak Gençler: Gençleri “mağdur”, ‘sorun’ ya da ‘tehdit’ olarak değil de, bir ‘özne’ ve ‘hak sahibi’ olarak kabul etmek, ve gençlerin tüm süreçlere anlamlı katılımı sağlamak önemlidir.
  • Anlamlı katılım: Gençlerle ve gençler için çalışmak sadece yetersiz hizmet alan bir nüfusa hizmet etmek anlamına gelmez. Gençler planlama, uygulama, izleme ve değerlendirmeye sadece programı daha sürdürülebilir ve ilgili kılmak için katılım sağlamaz, aynı zamanda uluslararası sözleşmelerde de belirtildiği gibi katılım gençler için de temel bir hak olduğu için katılırlar. Katılım asla göstermelik veya manipülatif olmamalı, etik ve güvenlik standartlarına uyulmalıdır.
  • Gücü dağıtmak: Ergenler ve gençler sadece faydalanıcı değil, ortaktır. Görev sahipleri kolaylaştırıcı rolünü üstlenir, katalizör olarak hareket eder, gençlerin haklarını gerçekleştirmelerine ve hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olur. Bu, düşüncede bir değişim ve kontrolü önemli ölçüde gençlerin kendilerine bırakmayı gerektirir. Bu ilke insani yardım uygulayıcıları tarafından genellikle unutulur ancak gençlerle etkili ortaklıklar kurmak için çok önemlidir
  • Bağlılık: Gençlerle anlamlı bir etkileşim, insani yardım programı döngüsünün (HPC) tüm aşamalarına dahil edilmelidir. En azından kuruluşlar, bu kılavuzdaki yaş aralığı tavsiyelerine dayalı olarak cinsiyete ve yaşa göre ayrıştırılmış veri toplamayı ve her bir küme/çalışma grubunun ergen ve gençlik konularında bir odak noktası, tercihen de bir genci, yeterli destekle içermesini şart koşarak insani yardım küme/çalışma grubu sisteminde ve mülteci koordinasyonunda temsil edilmeyi sağlamayı taahhüt etmelidir.
  • Eşitlik, ayrımcılık yapmama ve kapsayıcılık: Ergenlerin ve gençlerin (yani 10-24 yaş arası gençlerin) geniş yaş aralığında yaş, cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim, engellilik, sosyoekonomik durum ve diğer birçok özellik ve demografik değişkene göre zengin bir ihtiyaç ve ilgi alanı çeşitliliği bulunmaktadır. Etkili programlar, bu çeşitlilik faktörlerine dayalı olarak katılımın önündeki engelleri yıkar. Kapsayıcı programlar gençlerin yaşlarını, iş ve aile yükümlülüklerini, engellerini ve birbiriyle yarışan önceliklerini dikkate alır.
  • Hesap verebilirlik: Krizlerden etkilenen gençlerin görüşleri ve katkıları, liderlik/yönetişim, şeffaflık, geri bildirim ve şikayetler, katılım, tasarım, izleme ve değerlendirme ile ilgili taahhütler yoluyla insani yardım programı döngüsünün tüm aşamalarına dahil edilmelidir.
  • Zarar vermeme: Gençlerin fiziksel, sosyal ve duygusal olarak güvenli ve destekleyici bir ortama ihtiyaçları vardır. Görev sahipleri, gençler ve toplulukları arasındaki bölünmelere ve eşitsizliklere karşı duyarlı olmalı ve bunları daha da kötüleştirmekten kaçınmalıdır. Katılım, gençleri, özellikle de kız çocuklarını aile veya toplumdan ya da diğer gençlerden tepki görme riskiyle karşı karşıya bırakmamalıdır. Birçoğu travma yaşamış olabilir; kolaylaştırıcılar bu kişileri uzman hizmetlere yönlendirebilecek donanıma sahip olmalı ve hassas durumlarda yaşayanların zarar görme potansiyeline özellikle dikkat etmelidir.
  • Koruma: Koruma, kuruluşların personelini zarar görmekten ve başkalarına zarar vermekten korumak için aldıkları tüm önlemler olarak tanımlanır. 49 Gençler – özellikle ergenlik çağındaki kızlar, engelli gençler veya etnik azınlıklar gibi savunmasız gruplar – genellikle onları koruma sorumluluğu olanlar tarafından istismar ve suistimal edilir. İnsani yardım kuruluşları bir koruma politikasına sahip olmalıdır. Tüm personel, gönüllüler (gençler dahil) ve ortaklar (yerel veya uluslararası, kamu veya özel kuruluşlar), yararlanıcıları koruyan kritik ilkeleri anladıklarını ve bunlara bağlı kaldıklarını gösteren bir davranış kuralını imzalamalı ve Cinsel Sömürü ve İstismardan Korunma (PSEA) konusunda eğitilmelidir. Ayrıca, insani yardım aktörleri, odak noktaları, raporlama ve soruşturma mekanizmaları (eğitimli personel ile) ve sevk yolları da dâhil olmak üzere, faillerin istismardan sorumlu tutulmasını sağlayacak sistemlere sahip olmalıdır. Gençler, bir koruma endişesi durumunda güvenli bir şekilde nereye ve nasıl bildirimde bulunacakları konusunda bilgilendirilmelidir.

Hem afetin hemen sonrasında hem de birkaç yıl boyunca kriz durumlarında gençlerin dahiliyetini sağlamak, desteklemek ve güçlendirmek için özel olarak tasarlanmış kaynakların sağlanması kritik önem taşımaktadır. Gençler, en iyi sonuçları elde etmek için kaynakların nasıl kullanılması gerektiğinin seçiminde önemli bir rol oynamaktadır. Gençler, yerel, bölgesel ve ulusal düzeylerdeki kurtarma komitelerinde ve danışma organlarında özel ve farklı bir konuma sahip olmalıdır. Gençlerin, yerel bir topluluk, eyalet veya ulusal otoritenin üzerinde çalıştığı her türlü ekonomik ve altyapı planlamasına / yeniden inşasına dahil edilmesi ve perspektiflerinin hem acil hem de uzun vadeli modelleme ve / veya etki beyanlarına dahil edilmesi kritik önem taşımaktadır.

Peki anlamlı katılım nedir?

Gençlerin anlamlı katılımı, gençlerin toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda aktif ve etkili bir şekilde yer alması demektir. Bu, gençlerin fikirlerinin ve düşüncelerinin duyulması, kendilerini ifade etmeleri ve karar süreçlerine katılmaları anlamına gelir. Gençlerin anlamlı bir şekilde katılım sağlayabilmeleri için görüşlerini dile getirebilmeleri, güvenli alanlara ve duyarlı kitlelere erişimlerinin olması gerekir. Bu da zararlı sosyal normların ele alınmasına, elverişli bir ortam yaratan yasa ve politikaların uygulanmasına, hem gençlerin hem de yetişkinlerin beceri ve kapasitelerinin geliştirilmesine ve katılım için sürdürülebilir mekanizmalar ve fırsatlar yaratılmasına yatırım yapılmasını gerektirir.

Deprem Sonrası Gençlerin Durumu

Doğal afetler sırasında ve/veya sonrasında oluşan insani kriz durumlarında, gençler arasında iyileşmeyi ve dayanıklılığı desteklemek için, kurum ve çalışanların travma ve yasın bakımları altındaki gençlerin yaşamlarını nasıl etkilediğini ve ilgili ihtiyaçlarını nasıl ele alacaklarını anlamaları oldukça önemlidir. Bölgedeki verilere incelendiğinde, bu bölgenin toplam nüfusunun 2,6 milyonunu genç (15-24 yaş) nüfusu oluşturduğu gözükmektedir (UNFPA, 2023). Doğal afetlerin sonrasında oluşan insani kriz durumları, depremden önceki süreçlerde de dezavantajlılaştırılmış konumda olan kadınları, LGBTİ+ları, engellileri, göçmenleri/mültecileri, yaşlıları, gençleri ve çocukları eşitsiz oranda etkilediği bilinmektedir. Özellikle STÖ’lerinin yapmış olduğu çalışmalardan bölgedeki dezavantajlılaştırılmış grupların deneyimlerine dair verilere erişebilsek de, gençlik odaklı çalışmaların azlığı nedeniyle bölgedeki gençlerin özelleşmiş durum ve ihtiyaçlarına dair detaylı durum bilinmemektedir. Ancak, gençlerin deprem öncesinden de yaşadıkları ekonomik, sosyal ve psikolojik sorunlara ek olarak depremin oluşturduğu zorluklar birleşince artan mücadeleyi tahmin etmek mümkündür. Doğal bir afet meydana geldiğinde, gençler zaman içinde biriken birden çok sayıda olumsuzlukla başa çıkmak zorunda kalabilir. Bunların bazıları;

  • Yerinden edilme ve evsizlik: Doğal afetler evleri yıkabilir ve insanları toplumlarından kaçmaya zorlayabilir. Bu durum gençlerin evlerinden ve topluluklarından ayrılmalarına yol açabilir ve bu da travmatik ve istikrarsızlaştırıcı olabilir.
  • Sevdiklerin ve arkadaşların kaybı: Doğal afetler aile üyelerinin, arkadaşların ve topluluk üyelerinin kaybına neden olabilir. Bu durum, kaybedilen kişilerle yakın ilişkileri olan gençler için özellikle zor olabilir.
  • Psikolojik sorunlar: Doğal bir afet yaşamanın travması ruh sağlığı üzerinde derin bir etkiye sahip olabilir. Gençler afet sonrasında anksiyete, depresyon, TSSB ve diğer ruh sağlığı sorunları yaşayabilir.
  • Eğitimin aksaması: Doğal afetler eğitim sistemlerini sekteye uğratabilir ve gençlerin okula gitmesini engelleyebilir. Bu da eğitimde gecikmelere yol açarak gelecekteki fırsatları ve beklentileri etkileyebilir.
  • Ekonomik zorluklar: Doğal afetler yerel ekonomileri etkileyebilir ve bireyler ve aileler için mali sıkıntılara neden olabilir. Bu durum özellikle kariyer ve finansal bağımsızlıklarını kazanmaya çalışan gençler için zor olabilir.
  • Temel ihtiyaçlara erişim eksikliği: Doğal afetler gıda, su ve tıbbi bakım gibi temel ihtiyaçların sağlanmasını sekteye uğratabilir. Bu durum, sağlık sorunları ve diğer risklere karşı daha savunmasız olabilecek gençler için özellikle zorlayıcı olabilir.
  • Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddet: Doğal afetler, kanun ve düzenin bozulması, yerinden edilme ve stresle ilgili sorunlar da dahil olmak üzere TCTŞ riskini artıran koşullar yaratabilir. Bazı durumlarda, TCTŞ savunmasız durumlardan yararlanan aile üyeleri, partnerler veya yabancılar tarafından gerçekleştirilebilir. Gençler, özellikle de genç kadınlar ve kız çocukları, doğal afetler sonrasında TCTŞ’den genellikle orantısız bir şekilde etkilenmektedir. Yaşları, cinsiyetleri ve sosyal statüleri nedeniyle daha yüksek risk altında olabilirler ve hizmetlere ve desteğe erişimde belirli engellerle karşılaşabilirler.
  • Cinsel Sağlık Üreme Sağlığı İhtiyaçları: Gençlerin, doğal afetler sonrasında ele alınması gereken özelleşmiş cinsel sağlık ve üreme sağlığı  ihtiyaçları olabilmektedir. Bu ihtiyaçlar aşağıdakilere erişimi içerir:- Cinsel sağlık ve üreme sağlığı bilgileri: Gençlerin doğum kontrolü, güvenli seks uygulamaları ve cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlar (CYAE) dahil olmak üzere cinsel sağlık ve üreme sağlığı hakkında doğru bilgiye ihtiyacı vardır.- Doğum kontrol yöntemleri: İstenmeyen gebelikleri önlemek ve üreme özerkliğini teşvik etmek için kontraseptiflere erişim şarttır.
    – Cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetleri: Gençlerin CYAE testi ve tedavisi, HIV testi ve danışmanlığı ve HIV’in önlenmesi için maruziyet sonrası profilaksi (PEP) dahil olmak üzere cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerine erişmesi gerekir.
    – Anne sağlığı hizmetleri: Hamile ve doğum sonrası gençlerin doğum öncesi ve sonrası bakım, vasıflı doğum müdahalesi ve acil obstetrik bakım dahil olmak üzere anne sağlığı hizmetlerine erişmeleri gerekmektedir.
    – Menstrüel hijyen ürünleri: menstrüel hijyen ürünlerine erişim, menstruasyon gören gençler için, özellikle de malzemelerin sınırlı olabileceği acil durumlarda çok önemlidir.
  •  

Doğal afetler hemen hemen herkes için acil sıkıntıya neden olurken, birçok genç nispeten hızlı bir şekilde iyileşip afet öncesi işlevsellik düzeylerine dönerken, diğerleri ciddi zorluklarla mücadele etmektedir. Aslında, bir doğal afet sonrasında gençlerin yetişkinlere kıyasla daha büyük bir kısmında travmatik stres tepkileri ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi ruh sağlığı sorunları ortaya çıkabilmektedir. Bu durum doğrudan fiziksel veya psikolojik zarar yoluyla veya ebeveyn/birincil bakım veren, kardeş, eğitimci veya ruh sağlığı sağlayıcısı gibi çocukların hayatındaki önemli kişilerin etkilenmesiyle dolaylı olarak ortaya çıkabilir. Gençler bakım verenlerinden, evlerinden, eşyalarından ve topluluklarından ayrı düşebilir; bazıları yaralanabilir ve/veya başkalarının yaralanmasına veya öldürülmesine tanık olabilir ve birçoğu uzun süre stres, korku ve keder yaşayabilir. Bunlar gençlerin daha spesifik ihtiyaçları olduğunu ve bu ihtiyaçlara yönelik özelleştirilmiş uygulamaların sağlanması gerektiğini göstermektedir.

Afet sonrası gençlerin ne tür hizmetlere ihtiyacı var?

Doğal afetler sonrasında gençlerin ihtiyaçlarının gözetilerek oluşturulan programlar, gençlerin deprem sonrası stresle baş etmelerini ve devamındaki süreçleri yönetebilmelerine olanak tanımaktadır. Doğal afetler gibi yaşamı çoklu şekilde etkileyen durumların ardından oluşan insani kriz durumlarında gençlerin desteklenmesi için, a) psikososyal destek programları, b) rekreasyonel (eğlenme/dinlenme) programları ve c) güçlendirme programları oldukça önemli olmaktadır.

Bu bağlamda psikososyal destek hizmetleri, gençlerin yaşadıkları süreci atlatmalarına yardımcı olmak için önemlidir, ancak bu hizmetler güvenilir, travma konusunda bilgilendirilmiş, damgalanma ve ayrımcılıktan uzak ve erişilebilir olmalıdır.  Rekreasyonel programlar da gençlerin olağanlık duygusu hissetmelerine ve toplumlarıyla bağlantı kurmalarına yardımcı olabilir. Bu programlar aynı zamanda gençlik çalışanlarının gençlerin psiko-sosyal hizmetlerine yönlendirme ihtiyaçlarını değerlendirmelerine yardımcı olabilir. Son olarak, güçlendirme, koordinasyon ve destek aynı zamanda gençlerin toparlanma ve yeniden inşa çabalarına katkıda bulunmalarına, topluluk uyumunu yenilemelerine ve toplumlarının yeniden inşasında önemli bir rol oynamalarına yardımcı olabilir.

Sonuç Yerine

Bu politika belgesi, insani kriz durumlarında gençlik odaklı politika ve hizmetlerin önemine vurgu yapmaktadır. Gençlerin, afetlerden etkilenen nüfus içinde özel bir grup olarak dikkate alınması gerektiğinin altını çizmektedir. Özellikle gençlerin anlamlı katılımı, korunması ve ihtiyaçlarının karşılanması, insani yardımın etkin bir şekilde yönetilmesi için gereklidir. Bu belge boyunca, gençlerin sadece genç olmaları üzerinden haklarına erişim sağlayamadığına değindik. Aynı zamanda kimliklerin çeşitlenmesi ile ihtiyaçları çeşitlendiğini ve çoğu ihtiyaca erişimin sağlanamadığı bir durumda olduklarını söyleyebiliriz. İnsani kriz durumlarında ise erişim sorunu derinleşen bir hal almaktadır. Bunun önüne geçilmesi ve gençlerin kendi potansiyellerini keşfederek karar alma alanlarının açılması sağlanmalıdır. Politika yapıcıların ve kuruluşların, gençlerin kendilerini doğrudan etkileyen tartışmalara ve politikalara dahil edilmesine öncelik vermeleri, herkes için daha kapsayıcı ve eşitlikçi bir gelecek yaratmaları açısından büyük önem taşımaktadır.

*Bu metin aşağıdaki kaynakların yanı sıra, IASC (Inter Agency Standing Committee) tarafından hazırlanan, “Bizimle ve bizim için: İnsani Yardım ve Uzun Süreli Krizlerde Gençlerle ve Gençler için Çalışmak” başlıklı rehberden temel alınarak hazırlanmıştır.

Kaynaklar:

  • IASC (Inter Agency Standing Committee), (2020), With us & for us: Working with and for Young People in Humanitarian and Protracted Crises, UNICEF and NRC for the Compact for Young People in Humanitarian Action.
    https://interagencystandingcommittee.org/events/iasc-guidelines-working-and-young-people-humanitarian-and-protracted-crises
  • IASC (Inter-Agency Standing Committee), (2003) External Review of the IASC https://interagencystandingcommittee.org/system/files/legacy_files/External%20Review%20IASC%202003.pdf
  • UNFPA (United Nations Fund for Population Activities), (2023), Türkiye Earthquake Situation Report #6,
    https://turkiye.unfpa.org/sites/default/files/pub-pdf/sitrep_en_t6.pdf
  • Compact for Young People in Humanitarian Crisis
    https://www.youthcompact.org/
  • ActionAid & Restless Development (2019), Shifting power to young people: How young people can lead and drive solutions in humanitarian action
    https://actionaid.org/sites/default/files/publications/Shifting%20power%20to%20young%20people%20ActionAid%202019.pdf
  • Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
    https://www.yargitay.gov.tr/documents/AIHM.pdf
  • Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme
    https://insanhaklarimerkezi.bilgi.edu.tr/tr/content/117-medeni-ve-siyasi-haklara-iliskin-uluslararas-sozlesme/
  • Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme
    https://insanhaklarimerkezi.bilgi.edu.tr/tr/content/120-ekonomik-sosyal-ve-kulturel-haklara-iliskin-uluslararas-sozlesme/
  • Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme
    https://www.tbmm.gov.tr/Files/Komisyonlar/insanHaklari/docs/ulusal_belgeler/kanuntbmmc08604750.pdf

Paylaş:

Facebook
Twitter
WhatsApp

Benzer Yazılar