Blog

LBT+ ve Mülteci Kadınlar

“Out of Margin” Stonewall öncülüğündeki 24 uluslararası organizasyonun bir arada yürüttüğü ve dünya çapındaki LBT+ kadınların insan hakları savunuculuğu konusunda araştırmalar yapan bir projedir. LBT+ ve mülteci kadınların haklara ve hizmetlere erişimi hakkındaki yazı Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği’nden Homare Akkaya tarafından düzenlenmiştir. “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Merceği Altında LBT+ Dahiliyeti Raporu’na” buradan erişebilirsiniz.

LBT+ VE MÜLTECİ KADINLAR

Lezbiyen, biseksüel ve trans mülteci kadınlar ayrımcılık ve şiddetin çok çeşitli formlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Cinsiyetçilik, homofobi, bifobi, transfobi, ırkçılık veya yabancı düşmanlığı LBT+ mülteci kadınların sıklıkla karşılaştığı bu çoklu ayrımcılık ve şiddet türlerinin birer örneğidir.

YOKSULLUK VE DİĞER EKONOMİK HAKLARA ERİŞİM

LBT+ ve mülteci kadınların karşı karşıya kaldığı ayrımcılık ve şiddet ile insana yakışır istihdam olanaklarına erişim eksikliği arasında net bir bağlantı bulunmaktadır. Bu erişim eksikliği LBT+ ve mülteci kadınların işsizliğin yanı sıra, güvensiz, güvencesiz, gayri resmi veya adaletsiz ücretlendirmenin bulunduğu işlerde çalışmak zorunda kalmasına neden olur.

LBT+ ve mülteci kadınların yaşadığı yoksulluğun doğrudan açlık, gıda güvensizliği, beslenme ve barınma eksikliği gibi durumlarla sonuçlanabileceği bilinmelidir. Ayrıca bu konuda daha net bir yaklaşıma sahip olabilmek için yapılan araştırmaların artırılması gerekliliğini bulunmaktadır.

Şimdiye kadar yapılan birçok çalışma LBT+ ve mülteci kadınların maruz kaldığı sosyal ve ekonomik ayrımcılığın, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişememe ve güvenlik eksikliği gibi durumlarla doğrudan ilişkilendiğini de göstermektedir. (Out of Margins Report 2020 — Stonewall UK)

SAĞLIK HİZMETLERİNE ERİŞİM

Ne yazık ki LBT+ mülteci kadınların erişilebilir, güvenli ve kaliteli sağlık hizmetlerine erişimi noktasında yaşadığı problemleri ve bu problemlerin çözümünde sorumluluk sahibi olmasına rağmen yeterli aksiyonu gösteremeyen kurum ve aktörlerin eksikliğini tespit edecek çalışmalar yeterli değildir. LBT+ mülteci kadınların sağlık hizmetlerine erişme deneyimlerinin ayrımcılık ve süreçlere dahil edilmeme ile ortaya çıkan bariyerlerle doğrudan ilişkili olduğu unutulmamalıdır. Yapılan birçok saha çalışması ve uygulanmakta olan projeler bize ayrımcılık ve damgalanmanın LBT+ mülteci kadınların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine erişmelerini nasıl etkileyebileceğini tekrar tekrar göstermektedir.

Söz konusu cinsel sağlık ve üreme sağlığı olduğunda ise genel sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan problemlerin daha da şiddetlendiği gözlemlenmektedir. Örneğin trans mültecilerin beden uyumlama süreçlerinde yaşadıkları sayısız engel ve nitelikli bilgilendirme ve hizmete erişim engelleri buna örnek verilebilir. Güvenli sağlık hizmetlerine erişim eksikliği aynı zamanda dönüşüm terapisi* gibi insan haklarına aykırı birtakım uygulamaların yaygınlaşmasına neden olmakta ve bu konudaki savunuculuk faaliyetlerinin artması gerekliliğine yol açmaktadır.

*Dönüşüm terapisi (İngilizce: Conversion therapy), bireyin cinsel yönelimini veya cinsiyet kimliğini psikolojik veya ruhsal müdahaleleri kullanarak eşcinsel veya biseksüelden veya heteroseksüel olmayan bir kimlik veya yönelimden heteroseksüele dönüştürmeyi amaçlayan sözdebilim uygulamalarına verilen genel isimdir.

EĞİTİME ERİŞİM

Birçok araştırma okullarda trans çocuklara ve gençlere yönelik çarpıcı düzeyde ayrımcılık ve şiddet bulunduğunu göstermektedir. Bu, her cinsiyetten insana zararlı olan ikili cinsiyet normlarının — örneğin erkeklerin erkeksi ve kadınların kadınsı olması gerektiği fikrinin — bir sonucu olarak düşünülebilir. Bu normların sıklıkla uygulanması veya titizlikle gözetilmesi durumlarında ise zorbalık, utandırma, fiziksel ve cinsel şiddet gibi olumsuz sonuçlarla tipik olarak farklılığın damgalanması ve cezalandırılması ortaya çıkmaktadır. Örneğin, trans insanları “zihinsel olarak rahatsız”, “anormal” ve/veya “doğal olmayan” olarak sınıflandırmak gibi.

Öte yandan gençler, çoğunlukla toplum, aile, sosyal çevre veya okul ortamları tarafından teşvik edilen bu zararlı normlara ve klişelere karşı daha savunmasızdır. LBT+ gençler ise cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinin “düzeltilme” çabaları açısından özellikle risk altındadır.

KİŞİSEL GÜVENLİK VE ŞİDDET

LBT+ mülteci kadınlar hem kadın kimlikleriyle toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle, hem LBT+ kimlikleri özelinde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerine yönelik nefret ve ayrımcılıkla, hem de mülteci olmalarından kaynaklanan ırkçılık ve yabancı düşmanlığı gibi farklı farklı formlardaki şiddetin birçok türüyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu şiddet zaman zaman aile, sosyal çevre, partnerler veya bağlı bulundukları topluluklar gibi daha yakın ortamlarda ortaya çıkarken, zaman zaman da toplumsal veya haklar düzeyinde, yasal düzenlemelerin eksikliği veya güvenlik güçlerinin bilgi eksikliğinden kaynaklanan sonuçlar gibi şekiller de alabilmektedir.

Kısaca bahsettiğimiz yoksulluk, sağlık ve eğitim hizmetlerine erişim ve güvenlik gibi temel konulara ek olarak LBT+ mülteci kadınların ayrımcılık ve şiddeti deneyimledikleri sayısız mekan ve alan bulunmaktadır. LBT+ mülteci kadınların yaşadığı bu ayrımcılık ve şiddetin önüne geçebilmek için ise:

  • hayatın her alanında; işyerlerinde, kliniklerde, okullarda, evlerde, polis karakollarında, sokaklarda, devlet dairelerinde ve toplumsal birçok mekanda ayrımcılık ve şiddetin bu birbirinden farklı görünen formlarının arasındaki ilişkiyi görebilmek,
  • bu gibi durumlarda toplumsal çözüm odaklı yaklaşımlarda bulunurken LBT+ mülteci kadınların göz ardı edilmemesini sağlamak,
  • çözüm önerilerinin veya atılan adımların her zaman temel insan hakları prensibiyle hareket etmesini sağlamak ve tüm süreçlere LBT+ mülteci kadınları da dahil etmek,
  • ulusal ve uluslararası iyi uygulamaları/iyi örnekleri takip etmek, yol haritası niteliğindeki hukuki kaynakları (İstanbul Sözleşmesi, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı vs. gibi) iyi analiz edip uygulayabilmek ve takip ve kontrolünü gerçekleştirebilmek,
  • tüm eylem planlarının sürdürülebilir olduğundan emin olmak gerekmektedir.

Kaynakça

Paylaş:

Facebook
Twitter
WhatsApp

Benzer Yazılar