Blog

LGBTİ+ların Esenliği

Esenlik nedir?

Esenliğin tek bir tanımı etrafında bir fikir birliği olmasa da, olumlu duygu ve ruh hallerinin varlığı ile (örn. memnuniyet, mutluluk), olumsuz duygular ile başedilme becerileri (örn. depresyon, kaygı), yaşam doyumunu ve olumlu işlevselliği kapsadığına dair genel bir fikir birliği ve bütünlüğü bulunmaktadır. Basit bir ifadeyle, esenlik, hayatı olumlu değerlendirmek, hayatımızın akışı içerisinde işlevsel olabilmek ve bizi iyi hissetiren duyguları ve koşullar içerisinde yaşayabilmek olarak tanımlanabilir. Halk sağlığı amaçları açısından, fiziksel esenlik (örneğin, çok sağlıklı ve enerji dolu hissetmek) de genel esenlik için kritik olarak görülmektedir. Farklı disiplinlerden araştırmacılar, esenliğin farklı yönlerini ve fiziksel, ekonomik, sosyal, duygusal, psikolojik, ekonomik, gelişimsel boyutlarını  incelemiş ve esenliğe bütüncül ve ihtiyaca yönelik bir yaklaşım gerektiğinin altını çizmişlerdir.

Ruh sağlığı, sağlığın ayrılmaz ve temel bir bileşenidir. Dünya Sağlık Örgütü’nün Anayasası’nda “Sağlık, yalnızca hastalık veya sakatlığın olmayışı değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir esenlik halidir” şeklinde yer almaktadır.

Hepimizin fiziksel sağlık durumu olduğu gibi zihinsel sağlık durumu da vardır. Ruh sağlığı; duygusal, psikolojik ve sosyal iyilik halimizi içerir ve stresle nasıl başa çıktığımızı, başkalarıyla nasıl ilişkilendiğimizi ve nasıl seçimler yaptığımızı belirlemeye yardımcı olur. İyi oluşun temel bileşenleri olan olumlu duyguların yalnızca olumsuz duyguların zıttı olmadığı, aynı zamanda zihinsel sağlığın geliştirilebilecek ve desteklenmesi gereken bağımsız boyutları olduğu görüşü desteklenmektedir. Esenlikle ilgili değişkenlerin önemli bir kısmı kalıtsal faktörlere atfedilebilse de, çevresel faktörler de eşit derecede önemli role sahiptir.

Esenlik neden önemlidir?

Ruh sağlığı, insanların hayatın stresleri ile baş etmelerini, yeteneklerinin farkına varmalarını, etkili öğrenmelerini ve etkili çalışmalarını ve içinde yaşadıkları topluma ve sosyal çevreye olumlu katkıda bulunmalarını sağlayan bir zihinsel esenlik durumudur. Karar verme, ilişkiler kurma ve içinde yaşadığımız dünyayı şekillendirme konusundaki bireysel ve toplumsal yeteneklerimizi destekleyen faktörler sağlık ve iyilik halinin ayrılmaz bir bileşenidir. Esenlik  temel bir insan hakkıdır ve kişisel, toplumsal ve sosyo-ekonomik kalkınma için oldukça önemli bir yerde konumlanmaktadır.

Sağlık, yalnızca hastalığın olmaması değil; insanların uzun, üretken ve verimli bir yaşam sürmeleri için isteklerini gerçekleştirmelerini, ihtiyaçlarını karşılamalarını ve çevre ile baş etmelerini sağlayan bir kaynaktır. Bu anlamda sağlık, esenlik için temel olan sosyal, ekonomik ve kişisel gelişimi sağlar. Sağlığın teşviki ve geliştirilmesi, insanların sağlıkları üzerindeki kontrollerini artırmalarını ve sağlıklarını iyileştirmelerini sağlama sürecidir. Sağlık için çevresel ve sosyal kaynaklar: barış, ekonomik güvenlik, istikrarlı bir ekosistem ve güvenli barınma konularını kapsamaktadır. Sağlık için bireysel kaynaklar ise: fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme, sosyal bağlar, olumlu duygular ve özerklik şeklinde tanımlanabilir. Bu tür bireysel, çevresel ve sosyal güçlendirmeyi amaçlayan sağlığı geliştirme faaliyetleri, nihayetinde esenliğin gelişimini de sağlayabilmektedir.

Peki LGBTİ+lar için esenlik ne anlama geliyor?

Erişilebilir en yüksek fiziksel ve zihinsel sağlık standardına sahip olma hakkı, ayrımcılığa uğramadan herkesin eşit bir şekilde sağlık hizmetlerinden en yüksek kalitede yararlanabilmesini kapsamaktadır. Sağlık hakkı, cinsel ve üreme özgürlüğü de dahil olmak üzere kişinin sağlığını ve vücudunu kontrol etme özgürlüğünü ve rıza dışı tıbbi tedavi ve müdahaleye maruz kalmama özgürlüğünü de kapsamaktadır. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği uluslararası insan hakları hukuku kapsamında yasaklanmış ayrımcılık alanlarından olsa da, dünyanın bir çok yerinde LGBTİ+lar katmanlı ayrımcılık ve şiddete maruz bırakılmaktadır. Bu, LGBTİ+ların hem kollektif, hem de bireysel olarak dayanışma ve aktivizm süreçlerini de etkileyerek, kişilerin bireysel ve kolektif düzeyde esenliklerini doğrudan etkilemektedir. Bir topluluk olarak LGBTİ+ların, şiddet, işkence, kriminalizasyon, istem dışı tıbbi prosedürler ve ayrımcılık dahil olmak üzere insan hakları ihlallerine maruz kalma olasılıkları daha yüksektir.

Katmanlı bir şekilde hak ihlallerine maruz bırakılan LGBTİ+’lar ruh sağlığı ve esenlik deneyimlerinde, ayrımcılığın etkileri ve sağlığın sosyal belirleyicileri (hizmetlere erişim, ekonomik ve sosyal durumu vb.) nedeniyle bazı ruh sağlığı sorunları için daha yüksek risklerle karşı karşıyadır. Bu doğrultuda LGBTİ+’ların esenliğine dair düşünürken ve çalışırken, bütüncül bir yerden değerlendirme yapmak gerekirken, grup içerisindeki  farklı deneyimlerin farklı ihtiyaçlarını unutmadan hareket etmek de oldukça önemlidir. LGBTİ+’ların içerisinde natrans eşcinsel bir erkek ile lezbiyen bir trans kadının deneyimi nasıl birbirinden ayrı ise, esenlikleri de boyutları ve esenliği etkileyen faktörler açısından bir o kadar farklı algılanabilir. Bu faktörler, kesişimsel bir yerden yaş, cinsiyet, ekonomik ve sosyal sınıf, ırk, etnik grup, göçmenlik veya vatandaşlık statüsü, HIV statüsü gibi etmenler ile daha da genişletilebilir. Bu da aslında yine grup içerisinde her bir kişinin birbirinden farklı deneyimleri olduğunu gösterirken, farklılaşan ihtiyaçları da yansıtmaktadır.

Dayanıklılık nedir ve neden bahsediyoruz?

Tüm bu bilgiler ışığında, kendi içerisinde dinamik olan esenlik kavramı ve içerdiği iyilik halleri, esenliği etkileyen dışsal faktörler dolayısıyla dayanıklılık kavramını da beraberinde getirebilir. Kendi içerisinde aynı esenlik gibi dinamik bir kavram olan dayanıklılık ilk başlarda zorluklara direnmek ve fiziksel olarak hayatta kalmaya ilişkili olsa da günümüzde sosyal etmenlerin etkileri ile birlikte, değişimlerde ve ani durumlarda kişilerin varlığını devam ettirebilme becerisi ile de ilişkili bir şekilde algılanmaktadır.

Tüm bu bilgiler ışığında, kendi içerisinde dinamik olan esenlik kavramı ve içerdiği iyilik halleri, esenliği etkileyen dışsal faktörler dolayısıyla dayanıklılık kavramını da beraberinde getirebilir. Kendi içerisinde aynı esenlik gibi dinamik bir kavram olan dayanıklılık ilk başlarda zorluklara direnmek ve fiziksel olarak hayatta kalmaya ilişkili olsa da günümüzde sosyal etmenlerin etkileri ile birlikte, değişimlerde ve ani durumlarda kişilerin varlığını devam ettirebilme becerisi ile de ilişkili bir şekilde algılanmaktadır.

Dayanıklılık ve esenlik ilişkisi içerisinde esenlik bize genel bir çerçeve çizerken, dayanıklılık esenliği olumlu etkileyen bir faktör olarak yerleşir. Bu etkinin içerisinde kişilerin gelecekte yaşayabilecekleri olumsuz olaylarla sağlıklı bir şekilde baş edebilmeleri de yer alır.

Kendi kendimize neler yapabiliriz?

Dayanıklılık, kişinin değişmeyen ve doğuştan gelen bir özelliği değil; bütüncül yaklaşımla, yani zihni, ruhu ve bedeni şifalandırmaya yönelik pratiklerle geliştirilen bir beceridir.

2020 yılında hazırlanan Lubunyalar için Dayanıklılık Geliştirme Rehberi’nde (LDGR) cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğimizle ve türlü biricikliklerimizle barışık yaşayabilmemiz için dayanıklılık geliştirme yöntemlerini gündelik olarak karşılaştığımız mikroagresyonlarla, yani ‘küçük saldırganlık’larla başa çıkmayı nasıl geliştirebileceğimizden şöyle bahsediyor;

Öncelikle, ne olduğunu tanımla. Sonra, ortaya çıkan hislerini tanı. Son olarak, o an bir aksiyon almana gerek olup olmadığına karar ver

Anneliese Singh

“Tanımla, Tanı ve Harekete Geç” olarak da adlandırılan bu sürecin son adımı olan “Harekete Geç”; aslında kişilerin kendilerini korumak amaçlı ne yapmaları gerektiğine dair karar vermelerini tanımlayan bir adımdır. O an içerisinde kişiler, bir çok duygu durumun bir araya gelmesi ile farklı tepkiler verebilir. Kişiler bu durumda, bir şey yapmamayı, oradan uzaklaşmayı veya birinden yardım istemeği tercih edebilir ve bunların hepsi sürecin doğal aşamalarıdır. Bu konuda önemli olan, bu adımları farklı senaryolarla uygulayarak olası küçük saldırganlık durumlarında ortaya çıkan ani tepkileri ve yoğun duyguları tanıyabilmek ve kişilerin kendilerini koruması gereken durumlara yönelik hazırlıklı olabilmesidir.

Nereden destek alabilirim?

LGBTİ+ topluluklarını ve aktivizmini güçlendirmeyi hedefleyen 17 Mayıs Derneği bu hedefe ulaşmak amacıyla gerçekleştirdiği çalışmalar kapsamında, Ağustos 2021 itibari ile Esenlik Programını başlatmıştır. LGBTİ+ aktivistlerin ve kurumların esenlik halini arttırmaya yönelik tasarlanan programda, bireysel ve kurumsal destekler ile esenlik halinin arttırılması, aktivistlerin çalıştıkları kurumda esenlik konusunun öne çıkarılması, programın diğer faaliyetleri ile birlikte LGBTİ+ İnsan Hakları Savunucularının sistematik olarak maruz bırakıldığı ayrımcılığa ve şiddete karşı güçlendirilmesi hedeflenmektedir.

Bu hedefler ile birlikte program kapsamında yılda iki kez açık çağrıya çıkılan, LGBTİ+ insan hakları savunucularına yönelik bireysel destek hizmetleri ve yıl içerisinde düzenli olarak online veya yüzyüze gerçekleşen Esenlik Buluşmaları gibi çalışmaları 17 Mayıs’ın sosyal medya hesapları üzerinden takip edebilirsiniz. Tüm bunlara ek olarak 17 Mayıs Derneği Esenlik Programı ile iletişime geçmek isterseniz, esenlik@17mayis.org adresine yazabilirsiniz.

Kaynaklar

Paylaş:

Facebook
Twitter
WhatsApp

Benzer Yazılar